بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّنِيٓ أَنَا ٱللَّهُ لَآ إِلَٰهَ إِلَّآ أَنَا۠ فَٱعۡبُدۡنِي وَأَقِمِ ٱلصَّلَوٰةَ لِذِكۡرِيٓ ١٤

Şüphesiz ki Ben; Allah'ım. Benden başka hiç bir ilah yoktur. Öyleyse Bana ibadet et ve Beni anmak için namaz kıl.

– İbni Kesir

إِنَّ ٱلسَّاعَةَ ءَاتِيَةٌ أَكَادُ أُخۡفِيهَا لِتُجۡزَىٰ كُلُّ نَفۡسِۭ بِمَا تَسۡعَىٰ ١٥

Çünkü kıyamet muhakkak gelecektir. Her nefis işlediğinin karşılığını görsün diye onu neredeyse gizliyorum.

– İbni Kesir

فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنۡهَا مَن لَّا يُؤۡمِنُ بِهَا وَٱتَّبَعَ هَوَىٰهُ فَتَرۡدَىٰ ١٦

Ona inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni bundan alıkoymasın, yoksa helak olursun.

– İbni Kesir

وَمَا تِلۡكَ بِيَمِينِكَ يَٰمُوسَىٰ ١٧

O sağ elindeki de nedir ey Musa?

– İbni Kesir

قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّؤُاْ عَلَيۡهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَىٰ غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَـَٔارِبُ أُخۡرَىٰ ١٨

Dedi ki: O benim değneğimdir. Ona dayanırım, onunla davarıma yaprak silkerim ve daha bir çok işlerde ondan faydalanırım.

– İbni Kesir

قَالَ أَلۡقِهَا يَٰمُوسَىٰ ١٩

Buyurdu: Ey Musa bırak onu.

– İbni Kesir

فَأَلۡقَىٰهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٞ تَسۡعَىٰ ٢٠

O da bıraktı. Bir de ne görsün; o, hemen koşan bir yılan oluvermiş.

– İbni Kesir

قَالَ خُذۡهَا وَلَا تَخَفۡۖ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا ٱلۡأُولَىٰ ٢١

Buyurdu: Tut onu korkma. Biz onu yine eski durumuna çevireceğiz.

– İbni Kesir

وَٱضۡمُمۡ يَدَكَ إِلَىٰ جَنَاحِكَ تَخۡرُجۡ بَيۡضَآءَ مِنۡ غَيۡرِ سُوٓءٍ ءَايَةً أُخۡرَىٰ ٢٢

Elini de koltuğunun altına koy ki; diğer bir mucize olarak kusursuz, bembeyaz çıksın.

– İbni Kesir

لِنُرِيَكَ مِنۡ ءَايَٰتِنَا ٱلۡكُبۡرَى ٢٣

Bununla sana daha büyük mucizelerimizi gösterelim.

– İbni Kesir

ٱذۡهَبۡ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ إِنَّهُۥ طَغَىٰ ٢٤

Firavun'a git, doğrusu o, azmıştır.

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu